Mostar Gezi Rehberi

Yeni gezi rotam Balkanlar coğrafyasında acı denilince akla ilk gelen, Bosna-Hersek’in gözyaşları ile dolu, dolaşırken içinizin ürperdiği ama bir o kadar da çekici ve güzel şehir Mostar

Konjic Kasabası

Mostar’a varmadan ilk olarak yarım saatlik mesafede ki Konjic kasabasına uğradık. Halk arasında kasabanın tarihine dair bilinen çok sayıda rivayet var. Bu rivayetlerden en bilineni; ‘Kon’ Boşnakça’da at anlamına gelmekteymiş. Osmanlılar seferleri sırasında bu bölgeyi atlarını dinlendirmek için kullanırmış ve zaman içerisinde burada yerleşim kurulmaya başlanmış. Bu nedenle de bu kasabaya Konjic adı verilmiş.

Bosna-Hersek’in hemen hemen her noktasında olduğu gibi bu küçük kasabada da savaşın izlerini yakından görüyorsunuz. Evlerin hemen hemen hepsinde mermi izleri hala duruyor. Kasabanın tam ortasında da minaresinin yarısı havan topu ile yıkılmış Vardacka Camisi bulunmakta. Siz de benim gibi ilk olarak neden hala onarılmamış, neden hala bu şekilde duruyor diye sorabilirsiniz. Öğrendiğim kadarı ile Bosna halkı çektikleri acının bir simgesi olarak bu izleri onarmıyorlarmış. Çekilen acılar unutulmasın, yeni nesiller neler yaşandığına şahit olsun diye binaları onarmamayı tercih ediyorlarmış. Bu nedenle de tüm gezim boyunca hiç bir noktada restorasyon çalışması görmedim. Herkes görsün, herkes ders alsın bu insanlık suçundan…

Konjic
Konjic

Bol sisli bir havaya denk geldiğimiz için Neretva Nehri kenarında oturduğumuz çay bahçesinin manzarası oldukça etkileyiciydi. Kendimize hemen birer Türk kahvesi söylerek manzaranın tadını çıkardık. Dubrovnik’den doğan ve Konjic kasabasının ortasından geçen bu nehir Bosna-Hersek’in can damarlarından biri.

Jablanica

Bir kahvelik molanın ardından 20 dakikalık mesafedeki Jablanica’ya doğru yola çıktık. Jablanica kasabası II.Dünya Savaşı’nın kaderini belirleyen önemli bir noktadır. 1943 yılında yerel işbirlikçi güçlerle birlikte 150.000 kadar Nazi askerinin Tito liderliğindeki 20.000 kadar direnişçi partizanla karşı karşıya geldiği noktadır. Mareşal Tito, Nazilerin bu saldırısına karşı Neretva Nehri’nin karşı kıyısına geçmeyi başarmış ve geçişinin ardından nehrin üzerindeki demiryolu köprüsünü (Neretva Köprüsü) havaya uçurmuştur. Almanların Adriyatik kıyılarına doğru tek geçiş noktası olan bu stratejik köprü savaşın gidişatını değiştirmiş; Nazilerin cephenin ileri kısımlarına lojistik destek sağlamasını engellemiştir. Köprü o günden bugüne restore edilmemiş; nehrin sularına gömülü biçimde duruyor. Taşlık küçük patikadan aşağıya nehir hizasına inerek yıkılan köprüyü daha yakından görebilirsiniz.

Jablanica
Jablanica – Tito’nun bombaladığı demir yolu köprüsü

Köprünün hemen yan tarafındaki düzlükte ise Tito’nun Müzesi var. Görmek isteyenler burayı da ziyaret edebilir.

Tarihe tanıklık edip Neretva Nehri’nin muhteşem manzarasını izledikten sonra yolumuza devam ediyoruz. İstikamet merakla beklediğim, Bosna-Hersek’in en meşhur yerlerden biri olan Mostar.

Mostar Nerede?

Mostar, Bosna Hersek’in Hersek bölgesinde (güneyde) yer alan Hersek-Neretva Kanto’nun idari merkezi konumundadır. Neretva Nehri kenarında kurulmuş olan bu küçük şehir Hersek’in başkentidir.

Mostar Nerede?
Mostar Nerede?

Mostar’a Nasıl Ulaşılır?

Mostar’a Türkiye’den kalkan diret uçuşlar maalesef bulunmuyor. Eğer tercihiniz uçaktan yana olacaksa önce Saraybosna’ya uçup, ordan otobüs ya da tren tercih etmeniz gerekecektir. Diğer bir seçenek ise araç kiralamak, kendi aracınız ile gitmek ya da tura katılmak olabilir.

Mostar İçi Ulaşım Nasıl?

Mostar içi ulaşım genellikle otobüslerle sağlanmaktadır. Ancak Mostar yürüyerek çok rahat gezilebilecek bir şehir olduğu için herhangi bir araca ihtiyaç duymayacaksınız. Bir günde yürüyerek tüm şehri rahatlıkla gezebilirsiniz. Bizzat denendi ve yarım gün de tüm şehir bitti. 😊

Taksi kullanacaksanız dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Euro olarak ödediğiniz taksi ücretinin para üstünü taksiciler Konvertibl Mark (BAM) olarak veriliyorlar. ( 1 TL = 0,21 Koveribl Mark)

Mostar’da Konaklama

Mostar en turistlik noktalardan biri olduğu için konaklama seçenekleri de oldukça fazla. Biz Mostar’a 1 gün ayırdığımız için konaklama fırsatımız olmadı. Ancak gitmeden önce yaptığım araştırmalara göre günlük 20-25 Euro’ya rahatlıkla kalacak otel bulabilirsiniz. Eğer şehrin tarihi merkezinde kalmak istemez; biraz daha arka taraflara bakarsanız bu fiyatlar daha da düşebiliyor. Tamamen beklentinize göre farklı fiyatlarda seçenekleri kolaylıkla bulabilirsiniz.

Konaklayanlardan yüksek puan almış birkaç seçenek; Pansion Villa Cardak, Hotel-Restoran Kriva Cuprija, Hotel Emen.

Mostar’da Yeme-İçme

Biz Mostar manzarasında nehir  kenarında güzel bir akşam yemeği yemek için Labirint Restaurant’a gittik. Yemekler oldukça başarılıydı. Manzarası gerçekten en iyi olan mekanlardan biri. Buraya kadar gelmişken Cevapi (Balkan ülkelerinde yapılan bir tür kebap. Bosna-Hersek ve Sırbistan’da ulusal yemek sayılmaktadır. Doğranmış soğan, acı sos, ayvar (bir tür biber ezmesi), köy peyniri ve kırmızı biberle sunulmaktadır.) yemeden dönmemek gerekirdi.

Bunun dışında nehir kenarında sayısız mekan var. Hangisi gözünüze daha hoş gelirse oraya oturabilirsiniz. Hemen hemen hepsinin menüsü ve fiyatları aynı.

Mostar’da Görülmesi Gereken Yerler Nerelerdir?

Mostar savaşın izlerini en ağır biçimde göreceğiniz noktalardan biri. Üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen hala tüyleriniz diken diken oluyor maalesef. Binalardaki mermi izleri, atılan topların yıktığı duvarlar, ölenler adına yapılmış anıtlar, insanlık suçu müzeleri … Kısacası insanlığın en vahşi ve de en çaresiz olduğu günlere yakından tanıklık edebiliyorsunuz. Sokaklarda dolaşırken bu insanlar bu acılara nasıl dayanabilmiş sorusu aklımda dönüp durdu. Tam anlamıyla bir vahşet, insanlık ayıbı!

Mostar'dan savaş izleri
Mostar – savaş izleri

Savaş sonrası Sırpların hemen hemen hepsi şehri terk etmiş. Günümüzde ise Müslümanlar şehrin doğusunda, Hırvatlar ise batısında yaşamaya devam ediyor. Ünlü Mostar Köprüsü de savaştan nasibini almış ve yerle bir olmuş. Savaşın ardından Türkiye, Hollanda, İtalya gibi ülkelerin katkıları ile tarihi köprü yeniden ayağa kaldırılmış ve güçlendirilmiş. 2005 yılında ise eski Mostar şehri UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

Yerel rehberimizden öğrendiğim dikkatimi çeken bir bilgiyi de paylaşmak isterim. Mostar Köprüsü Mimar Sinan’ın eseridir. Bu nedenle, Mimar Sinan Kayseri doğumlu olduğu için Mostar ile Kayseri kardeş şehir ilan edilmiş. Gerçekten şaşırdığım bir bilgiydi. 😊

  • Tarihi Mostar Köprüsü (Stari Most); Neretva Nehri üzerinde bulunan tarihi köprüdür. Orijinal köprü Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından 1566 yılında inşa edilmiştir. 1993 yılında yıkılana kadar 427 yıl ayakta durmuş ve aktif olarak kullanılmıştır. Şehre adını veren köprü, 2005 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir. Boşnakça’da Stari ‘eski’, Most ise ‘köprü’ demek. Stari Most tabelalarını takip ederek köprüyü kolaylıkla bulabilirsiniz. Köprünün üzerinde yürürken dikkat etmek gerekiyor; özellikle hava yağışlı ise mermerler oldukça kaygan. Mostar köprüsünün bir de eğlenceli bir hikayesi var. Eskiden gençler sevdikleri kızlara kendilerini ispatlamak ve evlenebilmek adına 24 m yükseklikte ki bu köprüden Neretva Nehri’nin soğuk sularına atlarlarmış. Şimdilerde ise çoğunlukla bölge gençleri görsel bir anı olması için turistler para verirse atlıyor. 😊
Mostar
Mostar
  • Mostarın tarihi sokakları; Tüm şehri yürüyerek yarım günde dolaşabilirsiniz. Kültürü anlamak şehri sindirmek için yapılabilecek en güzel şey sokakları karış karış gezmek. Her köşe başında ayrı bir hikayeye rastlıyorsunuz. Sokaklar genellikle Arnavut kaldırımı döşenmiş. O nedenle rahat bir ayakkabı giymek oldukça önemli.
  • Bogomil Kültür Merkezi; Bogomilizm, Ortaçağ’da Bulgaristan’da ortaya çıkıp Avrupa’nın doğu ve batısında pek çok ülkede etkili olmuş dini bir akımdır. Mostar’da bir süre Bogomil Kültür Merkezi olarak görev yapmış bir bina bulunmakta. Dış cephesi farklı figürlerle dizayn edilmiş bu bina Mostar’ın arka sokaklarında gezerken dikkatinizi  hemen çekecektir. Şu an kullanılmamakta ve harabeye dönmüş vaziyette. Ancak yine de Bogomil inancına dair hayatta kalabilmiş nadir kanıtlardan biri.

Peki nedir bu bogomilizm? Bogomil Tanrı’nın sevdiği anlamına gelmektedir. Akımın kurucusu Bogomil bir köy papazıdır. Bogomilizm inacına mensup insanlar genellikle kendilerini Hristiyan olarak tanımlamış olsa da aslında inanç bakımından Hristiyanlık anlayışından oldukça farklıdırlar. Örneğin İsa’nın Tanrı’nın oğlu değil sadece Peygamber olduğuna inanmışlardır. Bu inanışa göre; iyilik tanrısı görünmeyen metafizik alemi; kötülük tanrısı ise, görünen maddi alemi yani gökyüzünü, yeryüzünü ve insanları yaratmıştır ki bu, tanrının cennetten kovulan ilk oğlu şeytandır. Şeytan, cennetten atılınca yeni bir gök ve yer yaratmış; ardından bedenleri de yaratmış ama onlara ruh veremediği için bunu Tanrı’dan istemiştir. Oğlunun yakarışını kabul eden Tanrı da insan bedenine hayat ruhunu üflemiştir. İnsan, böylece iki karşıt gücün yaratmasıyla meydana gelmiş: bedenini kötü yaratıcı şeytandan, ruhunu ise iyiliğin yaratıcısı olan tanrıdan almıştır.

Bogomil Kültür Merkezi
Bogomil Kültür Merkezi

Bogomiller papalık otoritesini tanımamış ve haç gibi dini sembolleri de kabul etmemişlerdir. Çilecilik yanlısı olmuşlardır. Evliliğe karşı çıkmışlar ve her türlü hayvani gıdanın yenmesini yasaklamışlardır. Kilisenin kutsal addettiği savaşlar sebebiyle, insanların öldüğü gerçeğinden hareketle, öldürme ve kan dökücülüğe kesin olarak karşı çıkmışlardır. Hatta Bogomillere göre, sadece insan değil hayvanları öldürmekte günahtır. Kilisenin Tanrı sevgisini insan sevgisinin önüne geçirdiğini bu nedenle, insanla insan arasındaki ilişkinin öne çıkarılması gerektiğini savunmuşlardır. Bogomiller, dinsel kardeşlikte kadınla erkeği bir kabul etmiştir. Çünkü onlara göre kadın Adem’in kaburga kemiğinden yaratılmamıştır. Kadınla erkek aynı anda bir yaratılmıştır. Bu inanışlarından dolayı da tarih boyunca özellikle Ortaçağ döneminde ciddi tepkiler çekmişler, ‘sapkın inanç’ olarak değerlendirilmişlerdir. Bogomil inancına mensup çoğu kişi ya işkence ile öldürülmüş ya da sürgün edilmiştir.

Düalist inançlardan beslenen Bogomilizm içinde hiyerarşi ve düzen reddedilmiştir. Bu durum da gezgin, keşiş tipinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bir köylü akımı olarak doğmasına rağmen değişim ve ortama uyum sağlamış ve bu nedenle de hızla yayılmıştır. Bogomilizm Bulgaristan sınırlarını aşarak özellikle Bosna-Hersek sınırları içerisinde etkinlik göstermiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’da ki ilerleyişinin ardından Bogomil inancına sahip insanların çoğu İslam dinine geçiş yaparak asimile olmuştur. Günümüzde bu inancın geçerliliğini yitirdiği düşünülmektedir. Dünya genelinde Bogomil inancını hala devam ettiren var mıdır bilemem ancak bir döneme damgasını vuran bir inanç olduğunu söyleyebilirim.  

Dünya üzerinde bir zamanlar var olmuş bir dinin kalıntılarını görmek ve buna şahit olmak oldukça etkileyiciydi. Bu nedenle Mostar’da bana göre görülmeden dönülmemesi gereken Mostar Köprüsü’nden sonra ikinci yapı. Düşünsenize bu dönemde bu inanca sahip kimsenin olmadığı düşünülüyor ama bir zamanlar insanlar kitleler halinde bu inancı benimsemiş ve inançları için öldürülmüş.

Bogomil Motifleri
Bogomil Motifleri

Mostar’a Dair Notlar

  • Bosna-Hersek için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vize alması, 60 günü aşmayacak seyahatler için gerekmemektedir.
  • Ülke genelinde Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar bir arada yaşadığı için bu dillerin hepsi kentin resmi dilidir.
  • Bosna-Hersek para birimi Konvertibl Mark’tır. 1 TL yaklaşık 0.21 BAM’dır. Ancak Euro ile de alışveriş yapabiliyorsunuz.
  • Neretva Nehri’nin muhteşem yeşilliğine karşı oturup soğuk bir şeyler içip, keyif yapmadan dönmemenizi tavsiye ederim.
  • Sokaklarda bol miktarda Türkçe cümleler duyacak ve bol miktarda Türk ile karşılaşacaksınız.
  • Mostar sokaklarında, ‘Don’t forget 93’ yazısına sık sık rastlayabilirsiniz. 1993 yılında yaşanılan acıları unutturmak istemiyorlar.
  • Mostar’da hediyelik olarak bol bol magnet var, tanesi 1 Euro.
  • Mostar Köprüsü’nün altından fotoğraf çekmeden dönmeyin, en iyi manzara oradan çıkıyor benden söylemesi.
  • Akşam 21.00 itibari ile sokaklarda kimseyi bulamıyorsunuz. Hayalet şehre dönüşüyor.
  • Halk oldukça cana yakın ve hoş sohbet. Genel olarak Türkleri seviyorlar.
  • Sokaklarda dolaşırken bir yandan ezan sesi bir yandan çan sesi duyuyorsunuz.

Bu güzel ve hüzünlü şehirle ilgili paylaştığım bilgiler, umarım gezi planlarınızı yaparken faydalı olur. Bu gezinin ardından kafamda dönüp duran tek soru; ‘neden barış içinde yaşayamıyoruz, neden 1 dünyaya sığamıyoruz? Bu kadar mı zor birlikte yaşamak?’ Barış içinde bir dünyaya selam olsun…


'

Merhaba, beni Instagram'da takip etmeyi unutmayın: @kesinbiryerlerde

Bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error

Beni instagramdan da takip edebilirsiniz :)