İstanbul Çevresinde Ücretsiz Kamp Alanları

Uzun süredir paylaşmak istediğim bir konu ile buradayım. 🙂 Kamp! Doğada olmak, doğada uyanmak ve tüm günü doğada geçirmek… Kamp bende bir tutku haline dönüştüğü için hafta sonları en kolay ve en hızlı nerelere kaçılabilir, İstanbul çevresinde nerelerde kamp yapılabilir biraz bunlardan bahsetmek istiyorum.

1. Belgrad Ormanı

İstanbul’da yaşayanlar bilir Avrupa yakasında Belgrad, Anadolu yakasında ise Aydos Ormanları bu koca şehrin akciğerleridir. Her fırsatta tüm şehrin kaçmaya çalıştığı ve derin bir nefes aldığı; elimizde kalan son değerli alanlardır. Bu nedenle İstanbul içerisinde ama sanki İstanbul dışında, çook uzaklardaymışsınız hissi veren Belgrad Ormanı ilk kamp noktam.

Belgrad Ormanı Sarıyer’de bulunmaktadır. Harika tabiat güzelliğinin yanında bentleri, piknik alanları, yürüyüş parkurları ile İstanbullular için oksijen deposudur. Belgrad Ormanı’na özel aracınızla gidebileceğiniz gibi toplu taşıma ile de kolayca ulaşabilirsiniz. İlk olarak bulunduğunuz konuma en yakın metrobüs durağına giderek Zincirlikuyu durağında inin. Buradan aktarma yaparak Gayrettepe metro istasyonundan metroya binerek Hacıosman durağına gidin. Metro çıkışındaki otobüs duraklarından 42HM numaralı otobüse binerek son durak olan Bahçeköy’de inin. 100 metre kadar yürürseniz Belgrad Ormanı ana girişini göreceksiniz. Bu şekilde okuyunca sanki çok zahmetli ve uzunmuş gibi geliyor ancak gerçekten çok kolay bir şekilde gidebiliyorsunuz. Sadece birazcık zaman alıyor, malum indi bindi. 🙂 Ama tüm zahmetinize değecek, bana güvenin.

Eveet gelelim nerede kamp yapacağımız kısmına. Belgrad o kadar geniş bir alan ki o nedenle kamp için uygun yer bulmak çok da kolay değil. Öncelikle kamp için seçeceğiniz yerin piknik alanlarından ve güvenlikçilerden uzak olmasına dikkat edin. Kısacası Belgrad Ormanı’nda kamp yapmak ne yasak ne de değil. Sadece ortalıkta görünmeyeceksiniz hepsi o kadar 🙂 Çadırınızı güvenlikçilerin gözünün önüne bir yere açarsanız, uyarı alırsınız. O nedenle en güzel kamp yeri Valide Sultan bendi ve çevresi. Hem gelen piknikçilerden uzak hem de manzarası efsane.

• Duş ve elektrik imkanı yok.
• Wc ve çeşme kullanımı için piknik alanlarına 10-15 dakika yürümeniz gerekiyor.
• Nasılsa İstanbul burası da deyip geçmeyin; bol yağışlı ve serin oluyor. Yağış ihtimalinin %2 gösterdiği bir günde kamp yaptım ve resmen tüm gece sağanak vardı. 🙂
• Ateş yakmak yasak.
• Telefon yer yer çekmiyor.
• Bol miktarda börtü böcek ve kurbağa var. O nedenle çok fazla gölün dibine çadır atmayın.
• Vahşi hayvanla hiç karşılaşmadık ancak en fala çakal, tilki vs. olabilir.
• Geceleri gelen çıtırtı gibi seslere aldırış etmeyin. En fazla dallardan düşen palamutlar ses yapıyor.
• Geceleri ay ışığı yüksek ağaçların arasından çok fazla aydınlatamıyor. Bu nedenle fener vb. ürünlere gerek olacaktır.
• Otopark mevcut ancak geceleri kalması yasakmış. O nedenle ana girişin dışarısında bırakmanız gerekebilir.
• Yakınlarda büfe, restaurant gibi seçenekler yok. Belgrad Ormanı ana girişinden dışarı çıkarak bu yerlere ulaşabilirsiniz.
• Belgrad Ormanı girişi yaya ve bisikletliye ücretsiz. Araç girişi ise 13 TL. (2020 fiyatlarıdır.)

2. Darlık Barajı

Darlık Barajı; İstanbul-Şile yolu üzerinde bir baraj gölüdür. İstanbul’a yaklaşık 70 km olmasına rağmen çoğu kişi tarafından bilinmemekte. Hal böyle olunca kamp için bulunmaz hint kumaşı oluyor. 🙂 Darlık Barajı 80’li yıllarda yapılmış tatlı su barajıdır.

Nasıl gidebilirim diyenler için; buraya en iyi seçenek özel aracınızla gitmeniz olacaktır. Şile yolu üzerinden devam ederek Ahmetli sapağından girip tabelaları takip edebilirsiniz. Sonrasında Korucuköy’e ulaşacaksınız. Korucuköy’den yaklaşık 1 km sonra barajı göreceksiniz. Darlık barajında tam şurası kamp için ideal nokta diyemiyorum. Öncesinde biraz keşif turları yapmak gerekiyor. Kamp atılabilecek çok fazla nokta var. Hem sakinlik hem de manzara açısından en güzelini seçmek gerek. Bu nedenle önce birkaç tur atıp gözünüze kestirdiğiniz noktaya kamp atmak doğru bir tercih olacaktır.

• Alışverişi yaparak gitmek gerekmekte. Yakınlarda ihtiyaçlarınız için market, büfe bulunmuyor.
• Wc, duş, elektrik bulunmuyor. Tam anlamı ile kamp diyebiliriz. 🙂
• Herhangi bir yer ücreti kimseye vermiyorsunuz. İstediğiniz gibi kurulabilirsiniz.
• Vahşi hayvanlar tilki vs. çıkabilir. Ancak ben karşılaşmadım.
• Ateş yakmak yasak değil ancak yakılmasa daha iyi olur. Dikkat etmek önemli.
• Akşamları oldukça serin oluyor.
• Telefon yer yer çekmiyor.

3. Sardala Koyu

Bir tarafı orman, bir tarafı deniz, bir tarafı kayalık…

Sardala Koyu Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde yer almaktadır. İstanbul’a yaklaşık 93 km uzaklıktadır. Bağırganlı-Ağva yolunun 7. kilometresinden sağa sapan toprak yoldan ulaşabilirsiniz. Toprak yolun kenarında Sardala tabelası var ancak okuması ve fark etmesi oldukça zor maalesef. Bu nedenle sapağın tam köşesinde bahçe içerisinde bir ev var. Bu şekilde aklınızda tutarak dönmeniz gereken noktayı fark edebilirsiniz. Yaklaşık 1.5 km’lik sahil şeridinde yer alan bitişik 3 koy yöredekiler tarafından Sardala Koyu olarak isimlendirilmiş.

Nereye kamp atalım? Açıkcası seçenekler çok fazla. Kumsala atabilirsiniz. Tam burun gibi uzayan ortada bir alan var oraya atabilirsiniz. Daha yukarılara orman içerisine atabilirsiniz. Yada sol taraftan aşağıya inince düzlük çimenlik bir alan var oraya atabilirsiniz. Ben ortada burun gibi olan kısımda çadırımı kurdum çünkü manzaradan vazgeçmek istemedim. Yağışlı ve rüzgarlı bir güne denk geldiğim için kumsalı tercih etmedim. Dalgaların boyu oldukça yüksekti bu nedenle gece su seviyesinin yükselmesi riskine karşılık yukarıda olmayı tercih ettim. Sol tarafta ki çimenlik arazi de manzaradan oldukça uzak kalıyor ve daha çok çocuklu aileler tercih ediyor.

• Kamp alanı ücretsiz.
• Günübirlik gelenler de, kampçılar da çok fazla. Eğer hafta sonu kamp planı yapıyorsanız mutlaka Cuma gününden gitmeye çalışın. Cumartesi giderseniz çadırınız için yer bulmak zorlaşabilir.
• Ateş yakmak serbest.
• Elektrik, wc, çeşme gibi imkanlar bulunmuyor.
• Telefon yer yer çekmiyor.
• Oldukça çok rüzgar alıyor. Hazırlıklı olmak gerekebilir.
• Deniz malum Karadeniz yani yüzmek tehlikeli. İlk kamp için gittiğim gün gencecik bir çocuk maalesef boğuldu ve kurtarılamadı. Bu nedenle denize girmeyi tavsiye edemiyorum. Ben girmek istiyorum derseniz de çok dikkatli olmak gerekir. Malum Karadeniz’in sağı solu belli olmuyor.
• En yakın market 5 km uzaklıkta. Bu nedenle tüm ihtiyaçlarınızı alarak gitmeniz faydalı olacaktır.

Sardala Koyu’nda bir de gizli bir cennet var. Sardala Koyu’na inip arabanızı orta kısıma park ettikten sonra bir sağ tarafta bir de sol tarafta 2 koy göreceksiniz. Sağ taraftaki koy & kumsal daha geniş ve büyük. Yürüyerek aşağıya inin ve plajın sonuna kadar, kayalıklara doğru yürüyün. Küçük bir patikanın gittiğini göreceksiniz ve mutlaka o patikadan gelen-giden de olacaktır zaten. Patika yolu izleyin ve yaklaşık 1 km yürüdükten sonra sol taraftan aşağıya inen dar bir patika göreceksiniz. Buradan da inebilirsiniz ancak eğimi biraz fazla. O nedenle 25 metre ileride daha az eğimli, inip çıkması daha kolay olan 2. patika yolu seçmenizi tavsiye ederim. Aşağıda kayalıkların arasında ‘Cennet Havuzu‘ olarak adlandırılan içi deniz suyu ile doğmuş bir mağara göreceksiniz. Ancak bu mağaranın üstü açık. Kayalıkların arasındaki yarık deniz suyunun içeriye dolmasını sağlıyor. Burası gerçekten sessiz sakin ve oldukça keyifli bir nokta. Havuz gibi oluşan alana girip yüzebilir, keyif yapabilirsiniz. Burada da kayalıklardan atlamak oldukça tehlikeli. Deneyenlere aldanmayın. Buraya, bu saklı köşeyi ziyarete gelen hemen hemen herkes nedense çöplerini de buraya bırakarak gitmiş. Burası tamamen işletmeden ve hizmetten uzak doğal bir alan; yani çöp toplama hizmeti belediye tarafından ya da özel kuruluşlar tarafından sağlanmıyor. Adı üzerinde gizli cennet burası. Neden yanımızda çöplerimizi de götüremiyoruz bunu anlamak çok güç. Çöp manzarasını görünce gerçekten insanın içi acıyor. Lütfen bu konuya daha çok hassasiyet gösterelim.

4. Ağva – Kilimli Koy

İstanbul’a 1.5 saat mesafede, eşsiz bir manzaraya sahip çok ama çok güzel bir kamp deneyimi yaşadığım Kilimli Koy favorilerim arasında. Ağva Kilimli Koy’da eğer tesis kısmından giriş yaparsanız ücret alınıyor. Hem çadır için kişi başı 50 TL hem de aracınız varsa otopark ücreti için 25 TL veriyorsunuz. Değer mi? Tabi ki bu fiyatlar çok ama fazla… Eğer işletmenin plaj kısmında kurduğu tahta alanların üzerine çadır atacaksanız ve plajı kullanacaksanız bu ücretler makul olabilir. Küçük bir not; girişte kamp için geldiğinizi belirtmezseniz sadece otopark ücreti vererek içeri girebiliyorsunuz. Ancak sadece denize karşı güzel bir kamp yapmak ve herhangi bir tesis kullanmak istemiyorsanız kesinlikle tesis girişinden girmeyin derim. Bu ücretlendirme durumu da maalesef son zamanlarda yapılan bir uygulama. Asıl anlamadığım kısım; hadi kişi başı çadır ücreti alıyorsunuz da neden tekrar Wc için 3 TL istiyorsunuz. Benim fikrim bir tesise ücret vermişsem imkanlarından faydalanmak için neden yeniden ücret veriyim ki! (vermedim 🙂 )Gerçekten ne demeliyim bilemedim, yorumsuz… O nedenle tesis kısmında değil ileride sakin olan ücretsiz kısımlarda çadır açmanızı tavsiye ediyorum.

Manzara nasıl diyenler için? Manzaranın tarifi yok. Hele ki gün batımı gerçekten mükemmel oluyor. Kilimli Koy’u kamp için gerçekten çok beğendim ancak bir de şu ücret düzenlemesini yapabilseler ve herkes kafasına göre fiyat koyamasa çok daha mükemmel olacak.

İstanbul çevresinde gidip kamp yaparak deneyimlediğim alanlardan bahsetmeye çalıştım. Umarım kamp yapmayı düşünenler için faydalı bilgiler anlatabilmişimdir. 🙂 Henüz gitmeye fırsat bulamadığım ancak listemde olan İstanbul’a yakın diğer kamp alanları ise; Ballıkayalar Tabiat Parkı, Hacıllı Şelalesi, Kerpe-Kefken, Çubuk Gölü, Sülüklü Göl, Baraklı Göleti, Erikli Yaylası, Torkul Göleti, Karagöl Yaylası.